Beşiktaş
  Bjk pankartlar
 


Her zaman farklı güçlü kararlı ve korkusuz oldular. Doğru bildikleri tek şey Beşiktaş'ın çıkarları oldu. Kara kartalların tersine olan her durumda tavırlarını net bir şekilde ortaya koydular


Muhalefetse muhalefet, savaşsa savaş.Yeter ki Kartal'a ters bir bakış atılmasın, hareket yapılmasın.Çünkü çarşı her zaman orada oldu.


"Alen sahaya, üçlü çektir stada" temposu kapalı tribün'ün ortasından bütün inönü'ye yayılıyor.Eller havada, coşku had safhada. Kapalının ortasını mesken tutan ve her zaman Beşiktaş'ına tezahürat yapan Çarşı bu kez Alen'e yöneltiyor bağırışlarını...


Onun sahaya inmesini, 35 bin taraftarın doldurdugu inönü tribunlerini komuta etmesini ve istanbul'un "Beşiktaş" çığlıklarıyla yıkılmasını istiyorlar ve Alen sahaya iniyor..


"Çarşı grubu kişilere ait değildir.Bir ruhtur Çarşı, her Beşiktaşlının ıslanmamayı düşündüğü anda altına girebileceği bir şemsiyedir" sözleri Alen Markaryan'ın Çarşı tarifi.


dolmabahçe'de tezahürat kapalı'da başlar, ardından diğer taraflara yayılır.Alen, Optik, Selim, Ayhan, Yılmaz, Ali gibi grubun önde gelenlerinin yönlendirmesiyle çarşı her zaman Beşiktaş'ın ardındaki en büyük itici güç olmuştur


Takımlarıyla öylesine bütünleşiyorlarki Beşiktaş'ın seyircisiz oynamak zorunda kaldığı Bursa maçında her zaman bulundukları yere bir pankart koyup yokluklarını hissettirmiyorlar : "RUHUNUZ YETER"


Ve bugün Çarşı artık yok...Çarşı herşeye karşı en son kendine de karşı..Beşiktaş'ın taraftar grubu "Çarşı" kendini feshetti..


Beşiktaş Kültür Merkezi'nde Çarşı grubu için yapılan "Asi Ruh" belgeselinin galasında konuşan, ÇARŞI grubunun lideri Alen Markaryan, Çarşı'nın kendini feshettiğini ve artık Çarşı diye bir grup olmadığını açıkladı.


Markaryan, Çarşı'nın Beşiktaş Kulübü'nün önüne geçtiği eleştirilerinden yakındı.


Alen Markaryan'ın veda niteliğindeki yazısı, forzabesiktas.com adlı taraftar sitesinde yayınlandı. ÇARŞI Grubu adına duygu yüklü bir yazı yazan Alen Markaryan'ın satırları şöyle;


Çeşitli badirelerin, sayısız hüzünlerin ve nice sevinçlerin dışa vurumudur bu film.Aslında bu film, bir hayatın yollara nasıl aktığının bir belgeselidir de...


Gönül isterdi ki şampiyonlukla kucaklaşılmış bir senede bacak bacak üstüne ataraktan "inanın çocuklar başardık" şarkılarını söyleyerekten ve de şöyle 32 dişimizle gülerekten bir fotoğraf karesinde olalım.


Lakin, çok sakin bir şekilde söyleyelim ki; Beşiktaş Camiası'nı o fotoğraf karesinde buluşturmak istemeyen güçler var.


Amatör ruh, profesyonel düşünce içinde hazırlanmış bu filmde belki birşeyler hissedeceksiniz.


Kıpır kıpır olan yanınıza kulak verin. Çünkü o yanınız size mutlu bir fotoğraf karesinin adresini söyleyecektir.


Beşiktaş'ı yaşamak, Çarşı'yı hissetmek, tutkunlarına bir peri masalı gibidir.Dinleyenlerine bir zamk gibi yapışan bu aşk yaşayanlarına neler eylemektedir?


Hiç düşündünüz mü? Devamlı sırtında kamburla dolaşan, ama negatif ama pozitif mutlaka eleştirilen, her daim içine çomak sokulan, dudak dudağa bile hayalken, göz göze sevişmelerine bile ferman çıkartılan bu coğrafyayı...


Hiç düşündünüz mü? Bağırıyorken de, bağırmıyorken de her şekilde her dönemde para alıyorlar düye suçlanan, seviyesiz muhabbetlerin odak noktası bu haritanın ızdıraplarını hiç düşündünüz mü?


Ve siz "karşı" olmak ne demektir bilir misiniz? Düşünün bakalım. Tam 1,5 saatiniz var.


Mahallenin hep kötü çocuğuyduk. Hep içimizden, gönlümüzden birşeyler katmaya çalıştık. Ama yalnızca çalıştık. Zaman denilen amansız girdapla hep dalga geçtik.


Zamanın tümünü Beşiktaş'la geçiren bu kitlenin ne yaptığını "zaman" bile anlayamazdı eminiz.İyi, kötü, güzel, çirkin, farklı, ayrıcalıklı, hit ve hep bir numara birçok imzamız oldu.


Her şeyi Beşiktaş için yaptığımıza kalıbımızı basardık. Hala da basarız.Lakin bunları yaparken, galiba sanırım zannediyorum ve hissediyorum ki zarar veriyormuşuz.


Şanlı, şerefli camiamızı rahatsız etmeye başladığımızı hissettik sanki. Biz fazlaysak, biz birilerinin adamıysak, biz Beşiktaş'sız bir hayat yaşamaya başlamışsak ve biz zarar veriyorsak hemen gidebilirdik.


Herşey Beşiktaş için değil miydi?
Aslında herşey geçen sene "satılmış Çarşı" diye bağırıldığında başladı. Yazık kere yazıktı. Tam bırakıyorduk ki...24 Saat Beşiktaş'ı yaşarken Beşiktaşsızlık nasıl bir duyguydu ki? Ve biz nereye gidiyorduk?


Dedik ki zamansız ayrılıkları sevmiyoruz, uygun zamanını bulalım öyle terkedelim diyarı.Ama baktık ki; hakaret almış başını gidiyor ve dayanılmaz bir ızdırap var içimizde ve biz kimin hakaret ettiğini bile göremiyoruz, masket takmış bir sürü insan atıp tutuyor...


Sessizce ve kimsesizce ayrılmak geçti içimizden, hem bu limandan, hem bu can evimizden. Bu kararı verirken kaburgamızın tam ortasına saplanan bir hain hançeri sizle paylaşmak istiyorum:


"Çarşı Beşiktaş'ın üstüne geçti"
İşte bu halüsülasyon ve sınırı belli olmayan dedikodulardan dolayı...Beşiktaş neresiydi, Çarşı kimdi? Bu ne yaman çelişkiydi ki...Şanlı Beşiktaş olmasa Çarşı olurmuydu ki?


Neyse...İnşallah geriye bayrağı göklerde, şerefi yedi düvelde bir tribün bırakıyoruz. Dinlenmek ve yapılacakları görmek bizim de hakkımız sanırım.Hakkımız geçtiyse size hakkınızı helal edin.
Biz bizimkileri sizlere helal ediyoruz.

ÇARŞI

adına Alen Markaryan

















 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol